Ozon'un Keşfi ve Tarihçesi

Ozon kendine has, keskin kokulu bir gazdır. Ozon ismi Yunanca “Ozein” kelimesinden gelmektedir.  Kokusundan dolayı bu ismi alan ozon, doğada fırtınalı havanın hemen ardından içimize çektiğimiz havanın kendisidir. Toprağa düşen yıldırımlar, doğadaki ozonu oluşturur.

Ozonun nasıl ortaya çıktığını bulunması ise 1840 yılına kadar gitmektedir. 1840 yılında C.F Schönben tarafından keşfedilen ozon, keşfinden 20 yıl sonra; 1860 yılında yüzey ölçümleriyle birlikte nerelerde bulunduğuna dair araştırılmaya başlanmıştır. Keşfinden tam 53 sene sonra, yapılan ultraviyole araştırmalar ozonun en çok stratosferde bulunduğunu göstermiştir.

İlk atmosferik ozon gözlemleri 1920li yıllarda yapılmıştır. ’34 yılından itibaren balonlu ölçüm cihazlarıyla 20 km. çapındaki ozon konsantrasyonu ölçümlerine başlanmıştır ve 1950’lerin sonuna doğru da bu ölçümler düzenli hale gelmiştir.

Ozonun Tarihçesi

Ozon tam 167 yıldır tıp alanında kullanılmaktadır. İsviçre’de yaşayan Alman kimyacı Christian Fredrick Schönben tarafından keşfedilen ozonun kullanım kronolojisi şu şekildedir:

1856 yılında ilk kez bir ameliyathane dezenfeksiyonu için kullanıldı.
1860 yılında su dezenfektasyonu için Monaco'da kullanıldı. Sudaki bakteri ve virüsleri yok etmesinin yanı sıra, sudaki içmeye engel olan koku ve kötü tadı da  yok ettiği keşfedildi. Bu keşiften sonra içme suyunda dezenfektan olarak kullanıldı.
1900 yılında Nikola Tesla ilk ozon jeneratörü patentini aldı.
1909 yılında gıda endüstrisinde kullanılmaya başlandı ve etlerin soğuk depolanmasında yiyecek koruyucu olarak ilk defa kullanıldı.
1915'de 1. Dünya Savaşı sırasında Dr. Albert Wolf, kangren ve yaraları ozonla kullanarak tedavi etti.
1926'da Berlin’de, Dr. Otto Warburg hücre düzeyindeki oksijen azlığının kansere yol açtığını bildirdi, ve bu bilidirisi 1931 ve 1944 Nobel ile ödüllendirildi.
1939’da Meyve depolamada maya ve küfün yayılmasını durdurduğu keşfedildi.
1957'de Dr. J. Hansler kendi ürettiği medikal ozon jeneratör patenti aldı.
1977'de ozonun vücuttaki etkileri teknik anlamda Dr. Renate Viebahn tarafından açıklandı.
1979'da ilk kez bir AIDS hastası  Dr. George Freibott  tarafından ozon tedavisine alındıı.
1980'de Dr. Horst Kief,  AIDS tedavisinde ozom ile başarılı olduğunu öne sürdü.
1992'den günümüze,  Rusya'da yanık tedavileri için ozon kullanılıyor.
1998'den bu yana, ozon Türkiye'de Kızılay Altıntepe Araştırma Hastanesi ve bazı muayenehanelerde kullanılıyor.
1999’da transmisyon elektron mikroskobu  aracılığıyla sulu ozonda Salmonella enteritidis'e müdahale edildiğinde  hücre membranlarının bozulduğu keşfedildi.
2000’li yıllarda her sektörden fabrikada kendisine yer bulan ozon, ağırlıklı olarak su fabrikalarında tercih edildi.
2005 yılından itibaren, ozon günlük yaşantımızın her alanında kullanılmaya başlandı.